Skip to main content

GİRİŞ ve AÇIKLAMALAR – YAZI ÜZERİNE KISA BİR ÖNSÖZ:

Tüm değerli okuyucularım, hepiniz hoş geldiniz. Bu haftaki yazımda sizlerle birlikte bir analiz yapmak yerine müzisyenler hakkında konuşmak istedim. Klasik müzik tarihinin en ilginç ve önemli bestecileri arasında bulunan Beethoven ve Haydn arasında sanıldığından çok daha büyük bir bağ, sanılandan çok daha ilginç hikayeler var. Sizinle bu yazımda bunları konuşmak istiyorum. Öncelikle yazıma başlamadan önce yazının karakterini ve amacını bildirmek isterim. Bu yazı sadece Beethoven ve Haydn arası ilişkinin ilginçliğini anlatmak için değil, ayrıca Beethoven gibi bir devin nasıl geliştiğini anlatmak, size bakış açısı kazandırmak ve müzik tarihi bilgisi kazandırmak için de yazıldı. Bu sebeple bu yazıyı okumanızın önemli hatta gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir tarih profesörü verdiği bir derste sınıfa şunu demişti: “İleriyi gören, büyük hisseden ve büyük oynayan liderlerin, devlerin ve adamların ortak noktası çok iyi tarih bilincinde ve bilgisinde olmalarıdır.”

BÜYÜK ÖĞRETMEN ve BÜYÜK ÖĞRENCİ – BEETHOVEN ve HAYDN:

Ludwig, büyük besteci ve senfoni bestekarı Haydn’ın bir numaralı öğrencisiydi. Ludwig’teki ışığı gören Haydn, ona sürekli ders vermeye ve sürekli ona yeni bir şeyler öğretmeye devam etti. Bu süreçte aralarında oldukça büyük kavgalar ve ayrılıklar olsa da sonunda Beethoven tam bir dev olarak çıktı Haydn’dan. Haydn için klasik müzik dünyasında bir ayrım vardır. Haydn yazdığı resmi 104 senfoni ile çok büyük bir senfoni bestecisidir. Bir taraf ise bunun tersini savunur. Şöyle bir söz söylenir: “Haydn masaya 1. senfoniyle oturmuş 104 ile kalkmış.” Her birinin birbirine benzediğini ve hiçbir etkisi olmadığını savunan insan sayısı da bir hayli çok olsa da Ludwig gibi bir öğrenci yetiştiren yaşlı Haydn’a basit bir besteci demek kimsenin haddine olmamalı, olamaz da. Genç Ludwig de biliyordu hocasının çok bilgili ve büyük bir besteci olduğunu. Bu sebeptendir sanıyorum ki Ludwig, Haydn’ın peşini bırakmazmış. Yine büyük sanatçımız Fazıl Say bir konuşmasında bu olayları şöyle anlatıyor: “Bugüne kadar okumuş olduğum 100’den fazla Beethoven kitabına, gezdiğim müzelere ve dinlediğim belgesellere dayanarak şöyle bir bilgiye ulaştım: ‘ Beethoven’ın Haydn’a 2000 ila 2500 kadar ders borcu vardı. Günümüz parasıyla 200.000 – 250.000 Euro. Ev parası. Haydn’ın kapısını gece saat 2’de 3’te çaldığı olurmuş Beethoven’ın. Bunlara rağmen Haydn ona ders vermeye devam etmiş.” Kısaca dediğim gibi tam kesin bir şey söylemek oldukça zor olsa da Beethoven ile Haydn’ın birbirini sevdiği ve birbirlerine çok saygı duyup birbirlerine çok değer verdiğini söylemek pekala yanlış olmaz diye düşünmekteyim. Beethoven sanıyorum ki o borcu asla ödemedi. Haydn istedi mi ondan da emin değilim tam olarak. Bahsettiğim gibi Beethoven, Haydn’a oldukça büyük bir saygı besliyordu. Öyle ki ilk 3 sonatı ona ithaf etmiş ve Haydn’ın ölümünün ardından 25 numaralı sonatı onun tarzında yazmıştır. 25. sonat oldukça kısadır ve klasik dönem etkileri oldukça boldur. Bazı müzisyenler bir ilgisi olduğunu ve Beethoven’ın o amaçla yazmadığını iddia etse de o sonat öncesi Beethoven tarafından bestelenen 21 numaralı Do Majör Sonat olan Waldstein’a, 23 numaralı Fa Minör Sonat olan Appasionata’ya, 17 numaralı olan Re Minör Sonat olan The Tempest’e bakınca Beethoven’ın bir sebep ve amaç uğruna bunu yazdığı net bir şekilde söylenebilir. İlginç bir özellik daha vardır ki o da şudur, Beethoven’ın da öğrencileri vardı ve bunlardan birisi Czerny’di. Carl Czerny özellikle piyano için yazdığı etütleri ile bilinen bir bestecidir. Yüzlerce etüt yazmıştır neredeyse tüm teknikleri çalıştıran. Çok bilinmese de Czerny’nin yazdığı bir albüm var. Albüm ”Beethoven Nasıl Çalardı?” temalı. Değerli müzisyenimiz Fazıl Say, aynı konuşmasında bu konuya da değinmişti. Konuşmanın tamamını dinlemek isteyenler için bu yazının yayınlanma tarihinden pek de uzak olmayan bir geçmişte paylaşılmış bir video. Instagram’dan dinleyebilirsiniz. Konumuza dönersek, Czerny’nin yazdığı bu albümde Czerny, Beethoven’ın öğrencisi olarak onun eserlerini onun yazdığı şekliyle göstermiş ve altına detaylı olarak nasıl çalındığını not etmiştir. Buradan öğrendiğimiz bilgiler her ne kadar değerli olsa da ilginç bir şey vardır. 25. sonat yoktur. Bunun sebebini kesin olarak bilmiyorum fakat tahminlerim sonrasından Opus numarası verilmesi sebebiyle eklenmemiş olması yönünde. Bu tabi ki bir tahmin ve doğru olmayabilir. Czerny’nin bu konu hakkında düştüğü bir not yok. Bu sonatla birlikte 2 sonat daha eksik. Kısaca 29 sonat var. (Konumuzun dışında bir bilgi vereceğim fakat sizin de ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Czerny’nin yazdığı bu albümde bir kısım var ki 21. Sonat olan Waldstein ile alakalı. Beethoven bu sonatın 3. bölümü olan finalde pedala basarmış ve eser sonuna kadar asla kaldırmazmış. Bunu günümüz piyanolarında yapmak mümkün değildir. Armonik geçişlerde özellikle pes seslerde kullanılan pedal sesleri birbirine boğar ve tüm eseri mahveder. Benim bu konu hakkındaki görüşüm çok profesyonel değil bu sebeple bu işi çok daha iyi bilen müzisyen Fazıl Say’ın yorumunu size aktarıyorum. Ben de kendisine katılıyorum yorumları oldukça mantıklı. ‘‘O dönemin piyanolarında ses ve tını çok düşük olduğundan pedal kullanılmış olabilir. Şu anda yaşadığımız dönemin şartlarında bu kadar pedal sesin yüksek olması sebibiyle armoniyi bozar.” Bu bilgiyi de verdim, umarım beğenmişsinizdir. Konumuza dönelim.) 32 sonatın tümü not edilmese de Beethoven araştırmacıları ve Beethoven’ın müziğini icra eden müzisyenler için 1 numaralı kaynaktır. Beethoven’ın öğrencisi tarafından bu bilgileri alıyor olmak muazzam bir şey. Kısaca Haydn ile Beethoven ilişkisini bu şekilde anlattım. Bence öğretmen-öğrenci ilişkisi olarak türün en ilginç örneklerinden birisi Beethoven ve Haydn. Bir yerden okuduğum bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bu bilginin kaynağını bulamadım. Yalan olma ihtimali oldukça yüksek fakat aklımda bulunduğu için söylemek de istiyorum. Haydn, Beethoven’ın kendisine ithaf ettiği ilk 3 sonatı görünce çok mutlu olmuş. Partisyonu inceledğinde Haydn’a İthafen yazısını görmüş fakat hiçbir yerde ‘Haydn’ın Öğrencisi’ yazısını görememiş. Sorduğunda Beethoven ‘Eklemedim.’ cevabını vermiş. Haydn da eklemesi için rica edince Beethoven bir arkadaşına olayı şöyle anlatmış: ‘Bana bugüne kadar tek katkı sağlamamış bir öğretmenin öğrencisi olmak zaten yeterince küçük düşürücü.’ Bu ifadelerin doğru olmadığını üstte anlattığım onca şeyden çıkarabiliriz. Yine de doğru mudur o kısmını bilemiyorum. Ayrıca Beethoven, Haydn’dan aldığı esinle yazdığı eserlerinde o kadar atmosfere giriyormuş ki hayatı boyunca asla sevilen bir komşu olmamış. Hayatı boyunca 84 ev değiştirmiş. Bu da ilginç ama aynı zamanda hayranlık uyandırıcı bir bilgidir. Yazımın finaline gelmek istiyorum:

FİNAL ve SONSÖZ:

Bakıldığı zaman güzel bir yazı olduğunu düşünüyorum. Güzel bir müzik sohbeti ettik ve size daha önce muhtemelen duymadığınız şeyler anlattım. Umuyorum ki faydalı olmuştur. Size Beethoven’ın Haydn’a hürmetinden dolayı yazdığı eserin güzel bir kaydını (nacizane) bırakıyorum.

Sevgiler, müzikle ve sağlıcakla kalın…

Daniel Barenboim plays Beethoven’s 25th Piano Sonata in G Major: https://youtu.be/ZvxhqlqNhu4